Son yapılan bir araştırmada, Covid-19 geçiren 40 hasta üzerinde gerçekleştirilen DNA analizi, kalıcı koku kaybı yaşayan bireylerin UGT1A1 geninde DNA metilasyon düzeylerinin %14 oranında daha düşük olduğunu ortaya koydu.
Epigenetik, genetik yapıda bir değişiklik olmaksızın çevresel etkenlerin genlerin işleyişine etkisini inceleyen biyolojik mekanizmaları tanımlar. Araştırma bulguları, bu tür değişikliklerin koku kaybı ile bağlantılı olabileceğini göstermektedir.
Araştırmacılar, DNA metilasyonundaki değişikliklerin biyobelirteç olarak kullanılması sayesinde, koku kaybı riski taşıyan bireylerin erken teşhis edilebileceğini vurguladı. Bu durum, uzun süreli koku kaybı yaşayan hastalar için daha etkili tedavi yöntemlerinin geliştirilmesine olanak tanıyabilir.
Kalıcı Koku Kaybı İçin Yenilikçi Tedavi Yöntemleri Geliştirilebilir
Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Elif Sibel Aslan, DNA metilasyonunun gen ifadesini düzenleyen önemli bir mekanizma olduğunu belirtti.
Aslan, çalışmanın Covid-19 sonrası kalıcı koku kaybının yalnızca virüsün doğrudan etkisine değil, aynı zamanda epigenetik değişikliklere bağlı olabileceğini gösterdiğini ifade etti. “Bu durum, gelecekte epigenetik tabanlı tedavilerin geliştirilmesi için umut verici bir adım olabilir ve bir biyobelirteç olarak kullanılabilir,” dedi.
Çalışmaya katılan isimler arasında Prof. Dr. Aytuğ Altundağ, Dr. Savaş Gür, Prof. Dr. Mehmet Dokur, Doc. Dr. Gülsen Meral, Dr. Mehmet Akif Baktır, Dr. Lütfiye Karcıoğlu Batur ve Moleküler Biyolog Zeyneb Nur Akçay yer alıyor. London Metropolitan Üniversitesi’nden Prof. Dr. Kenneth White, “Eğer bu epigenetik değişimler tersine çevrilebilirse, Covid-19’un neden olduğu uzun süreli koku kaybı için yenilikçi tedavi yaklaşımları geliştirilebilir” değerlendirmesinde bulundu.

You must be logged in to post a comment Login
Leave a Reply
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.